Geç Tunç Çağı ve Roma dönemine ait eserler, izinsiz çıkarıldıkları belirlenmesinin ardından Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla Türkiye’ye getirildi. Bakan Ersoy, iade edilen eserlerin Bodrum Kalesi’nde sergileneceğini belirtti.
PROTOKOL VE KAÇAKÇILIKLA MÜCADELE
Ersoy, protokolün 2022’de imzalandığını hatırlatarak, İsviçre’de yakalanan eserlerin Türk makamlarıyla iş birliği içinde Türkiye’ye ulaştırıldığını söyledi. Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı ve müze uzmanlarının çalışmaları sayesinde eserlerin Anadolu kökenli olduğunun kanıtlandığını vurguladı.
Bakan, “Bu ne ilk ne de son eser. Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığımız dünya genelinde tüm Anadolu kökenli eserlerin takibini sürdürüyor” dedi.
YEREL DÜZEYDE FARKINDALIK VE ÖNLEME
Kaçakçılıkla mücadelenin yalnızca uluslararası iş birlikleriyle değil, yerel halkın bilinçlendirilmesiyle de yürütüldüğünü belirten Ersoy, son beş yılda 900 binden fazla eserin yurt dışına çıkmadan müzelere kazandırıldığını açıkladı. Bu başarıda köy halkının eğitimi ve kolluk kuvvetlerinin etkin çalışmaları büyük rol oynadı.
ULUSLARARASI KOLEKSİYONERLERE MESAJ
Ersoy, Türkiye kökenli izinsiz eserleri portföylerine dahil eden koleksiyonerlere net bir mesaj verildiğini söyledi. Artık koleksiyonerler, Türkiye’den kaçırılmış eserleri gün yüzüne çıkarırlarsa eserlerin geri alınacağını biliyor ve ilgileri azalmış durumda.
ESERLERİN ÖNEMİ
İsviçre Federal Kültür Ofisi tarafından St. Gallen Kantonu’nda ele geçirilen eserler, hem arkeolojik hem kültürel açıdan büyük değer taşıyor. Eserler arasında Geç Tunç Çağı’na tarihlenen yaldızlı kadın ve erkek adak heykelcikleri, granülasyon tekniğiyle üretilmiş altın küpe, cam üfleme tekniğiyle yapılmış balsamarium şişesi ve minyatür amphora cam eserleri yer alıyor.
Ayrıca, Erken Orta Çağ’a tarihlenen çok kollu kandil (polykandelon) yağ kapları, hem dini ritüellerde hem de mimari süsleme olarak kullanılmış olabileceğini gösteriyor.
