Almanya’nın ilk Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi Almanya’nın geleceğe yönelik tehdit değerlendirmelerini gözler önüne sunuyor.
Alman hükümeti Çarşamba günü açıkladığı ilk kapsamlı ulusal güvenlik stratejisinde Rusya’nın “öngörülebilir gelecek için” en büyük güvenlik tehdidi olduğunu belirtirken Çin’e karşı dengeli bir yaklaşımı savundu.
Başbakan Olaf Scholz ve Dışişleri bakanı Annanela Baerbock’un yazıları ile başlayan metinde Almanya’nın güveliğine yönelik tehditler değerlendirildi. ‘’Almanya’nın güvenlik ortamı köklü bir değişimden ve bir dönüm noktasından geçiyor’’ ifadesine yer verilen belgede Çin’e yönelik ise ‘’Karmaşık ve sistemli bir rakip ama aynı zamanda gerekli bir ortak’’ tanımı kullanılarak “ülkemizi güvenli ve özgür tutmak için çabalarımızı iki katına çıkarıyoruz” deniliyor.
Almanya’nın güvenliğine yönelik stratejiyi üç ayak başlığa ayıran belgeye göre bu başlıklardan birincisi yeni bir stratejik kültür. Bunun anlamı ise gelecek yıldan itibaren NATO’nun gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 2’si hedefine ulaşmak da dahil olmak üzere yüksek askeri harcama taahhütleri ve silahsızlanmaya değil caydırıcılığa odaklanmayı içeren aktif, “güçlü” bir savunma. Bu amaçla Alman Silahlı Kuvvetlerinin modernize edilmesi ve yeni sistemler ile donatılması gerekliliği ifade ediliyor.
İkinci başlıkta ise Almanya ve müttefiklerinin değerlerini koruma, rakiplerine olan ekonomik bağımlılıklarını azaltma, siber saldırıları caydırma ve yenme, Birleşmiş Milletler Tüzüğü’nü ve hukukun üstünlüğünü savunma becerisi olan dayanıklılık ön plana çıkartılırken Rusya’dan enerji ithalatını sona erdirmek olmak üzere daha az bağımlılığa yol açacak yeni modellerin yaratılmasına yönelik kararlılığa işaret ediliyor. Dışişleri bakanı Annalena Baerbock’un takdim yazısında bu konu ile ilgili olarak ‘’Her iki tarafın da yararına olan, sürdürülebilir ve tek taraflı bağımlılıklar yaratamayan ortaklıklara bağlıyız’’ ifadeleri yer alıyor.
Üçüncü başlıkta ise iklim değişiklikleri, gıda ve enerji krizlerine karşı sürdürülebilirlik ön plana çıkıyor. Gelecekte bu tarz krizlerin ortaya çıkması ihtimalini belirten metinde iklim değişikliğinin yarattığı güvenlik tehditlerine çeşitli atıflarda bulunuluyor. Bunlar arasında dünya genelinde artan kıtlık, hastalık ve çatışma riskinin yanı sıra aşırı hava olayları ve Almanya’daki kritik altyapının zarar görmesi de yer alıyor. Ayrıca Siber savaş ve medya dezenformasyonlarına da atıfta bulunulan belgede bu tehditlere karşı toplumun hazırlıklı ve dirençli olmasının sağlanacağı iddia ediliyor.
Almanya’nın gelecek dönemde uygulayacağı savunma doktrinini açıklaması bakımdan son derece önemli olan bu belge esasen Alman silahlı kuvvetlerine yönelik adımları belirtiyor gibi görünse de diğer güvenlik birimlerinin ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçların hangi kaynaklardan temin edileceğine dair önemli bir bakış açısı sunuyor.
Leave feedback about this
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.